Genel olarak işçinin başka bir işçiye ya da işverene hakaret/küfür etmesi haklı fesih ile sonuçlanmaktaysa da, somut olay özelinde bazı etkenlerin varlığı halinde feshin ağırlığı değişebilmektedir. Aslında işçinin diğer bir işçiye küfür etmesi eylemi İş Kanunu'nun m.25/II-d hükmü doğrultusunda haklı fesih sebebi olarak düzenlendiğinden bu konuda çoğu zaman bir tereddüt bulunmamaktadır. Zira işçi her ne olursa olsun kendisine küfür ve hakaret yönelten diğer işçiye küfür ve hakaretle cevap vermemekle yükümlüdür. Aksi takdirde bu durum (eşit işlem borcuna aykırılık dışında) işverenin haklı feshi ile sonuçlanacaktır.
Ancak bazen küfür mahiyetinde olsa da ağırlığı bakımından diğer küfürler gibi değerlendirilemeyen sözler yargı tarafından bu sözlerin içinde bulunulan duruma göre hafif kaldığı değerlendirilerek haklı veya geçerli fesih sebebi olarak kabul edilemeyebilmektedir. Nitekim ilk derece mahkemesi tarafından "işçinin diğer işçiler tarafından küfre maruz kaldığını işverene iletmesine rağmen işverenin bir önlem almamasını, işçinin bu sözleri sarf ettiği anda küfür altında olmasını, işçinin sarf ettiği sözlerin diğer işçilere oranla 'hafif' kalıyor olmasını" bir arada değerlendirerek "S**Ol" şeklindeki sözün geçerli bir sebep teşkil etmeyeceğini değerlendirdiği kararı ve istinaf mahkemesinin yorumunu siz değerli bağlantılarım ile paylaşıyorum. Faydalı olması dileğiyle.
"Davacının itiraz ve şikayetleriyle ilgili olarak işyeri yetkililerince herhangi bir adımın atılmadığı, normal şartlarda davacı tarafından kullanıldığı belirtilen ve davacı tarafından da kullanıldığı kabul edilen "S***Ol" şeklindeki ifade saygı ve nezaket sınırlarını aşan cinste bir ifade olup, bu davranışın geçerli fesih nedeni olabilecek ağırlıkta ise de, davacının yukarıda belirtildiği şekilde sürekli olarak küfürlü ve argo konuşmalara maruz kalmış olması, bu hususta uyarı ve şikayetlerin de sonuçsuz kalması ile söz konusu ifadelerin sarf edildiği sırada da benzer şekilde erkek çalışanlar tarafından ağır küfür ve argolu ifadelerin kullanılmış olması hususları birlikte dikkate alındığında, davacının, yaşanan olaylara tepki amacıyla söz konusu ifadeyi kullandığı, çalışan A* ile diğer erkek çalışanların eylem ve söylemleri karşında davacının ifadelerinin tolere edilebilir düzeyde olduğu, bu nedenle fesih işleminin ölçülü olmadığı ve feshin son çare olması ilkelerine de aykırı davranıldığının kabulü gerekmiştir. Belirtilen bütün bu nedenlerle yapılan feshin geçersiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davacının feshe gerekçe yapılan eylemi ile işyerinde çalışma barışının, işyeri düzeninin bozulduğunun ispat edilememiş olması, feshin ölçüsüz bulunması sebebiyle ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır." (İzmir BAM 3. H.D, E: 2024/190, K: 2024/791, T: 28.03.2024)