Yargıtay ve İstinaf Mahkemelerinin henüz ortak ve yeknesak bir noktada buluşamadığı konulardan olan ihtiyari arabuluculuk ile dava açma yasağı konusunda Antalya BAM tarafından verilen kararı aşağıda paylaşıyorum. Daire tarafından arabuluculuk sürecine hakim olan ilkelere atıf yapılarak değerlendirme yapılması ve TBK ibra hükümleri dışında HUAK hükümlerinin irdelenmesi isabetli olsa da Yargıtay uygulamasıyla aynı yönde değildir. Son zamanlarda arabulucunun işveren vekili olmasının veya işveren adresinde toplantı yapılmasının tek başına iptal sebebi olmadığına ilişkin de kararlar ortaya çıkmışsa da "BAM'lar hukuku" hala yeknesak bir içtihatta birleşememiştir.
"Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işyerinin kapanması nedeniyle 25/01/2020 tarihinde davacı ile ihtiyari arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili çalışma ücreti ve genel tatil çalışma ücreti alacakları yönünden toplam 28.808,23 TL'nin ödenmesi hususunda mutabık kaldıklarını, davacıya hak edişi olan alacak kalemlerinin tek tek açıklandığını, ödenecek olan miktar, ödeme şekli ve ödeme tarihi hakkında bilgi verildiğini ve 28.808,23 TL ödemenin yapıldığını, davacının hiçbir ihtirazi kayıt koymadan ödemeyi kabul ettiğini, ihtiyari arabuluculuk tutanağına ilişkin imza itirazı bulunmadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Her ne kadar davalı tarafça ihtiyari arabuluculuk görüşmelerinde iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşmayla sona erdirildiği ileri sürülmüş ise de; dosya içinde davacının arabulucuya başvurusuna dair bir belge bulunmadığı, aksine davacıya baskı altında belgeler imzalatıldığının iddia edildiği, davacının işten çıkarıldığı iddiasının davalı tanığı tarafından da doğrulandığı, ihtiyari arabuluculuk görüşmelerini yürüten arabulucunun aynı zamanda davalı şirketin avukatı olduğu, arabulucunun tarafsızlığı ilkesinin ihlal edildiği, yine arabuluculuk çözüm yoluna dair temel ilkeler olan iradilik ve eşitlik ilkelerine uyulduğu ve müzakere sürecinin sağlıklı yürütüldüğü hususlarında ortaya çıkan şüphenin giderilmediği, davacının haklarının anlaşmaya varıldığı belirtilen tutardan çok daha yüksek olduğu da dikkate alındığında, arabulucu tarafından aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğinin ve güç dengesinin gözetildiğinin de ispat edilemediği, bu haliyle, ihtiyari arabuluculuk görüşmelerinin ve yapılan işlemlerin ihtiyari arabuluculuk faaliyeti olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından davalı tarafça savunulan ihtiyari arabuluculuğun geçersiz olduğu kanaatine varılmıştır." (Antalya BAM 9. H.D, E: 2023/1229, K: 2023/1371, T: 09.05.2023)